9 Ağustos 2012 Perşembe

KÖR KÜTÜK

Bu aşk'ın deryasında ben görmezken çakılı-taşı ,
Sen sürüklendin akan suda bir kütük gibi...

7 Ağustos 2012 Salı

o GÜL

Gül 'den reçel yapmıştın beni , kendine
Koklamak varken
Yazık oldu gül ' e
Hem de yediveren değilken

1 Temmuz 2012 Pazar

01.07.2012 Anekdot 12 Tanrı Misafiri

İtfaiye Eri  O ' nu elime verdiğinde o avaz avaz sesin bu minik bedenden nasıl çıktığının şaşkınlığı içerisindeydim . Can havliymiş . Sol gözü kapalıydı da , şimdi şaşkınlığıma bir de merhamet eklenmişti . Gri-siyah ve sonradan erkek olduğunu öğreneceğim bu minik tanrı misafiri sadece 3 günde beni allak bullak etmişti ! Nasıl etmesindi ? Sütünü verip çişini yaptırmama rağmen bir türlü uyumayıp koynuma aldığımda uyuyan bu emanet , unuttuğum birçok şeyi bana tekrar hatırlatmıştı . Bir tenin bir tene ihtiyacı , bir canın bir cana yoldaşı , karşı konulmaz sıcaklığı...Oldum olası eve kedi almamakta direnen ben ama işte tıpış tıpış eve yollanmıştık bile...Ne demişler ? Büyük lokma ye ama büyük konuşma ! Sanırım annesi O ' nu ölüme terk etmişti , yaşama tutunacak gücü olmayan yavruyu annesi anlar ve feda edermiş , nasılsa daha bir sürü doğurmuştur , inanılır gibi değildir ama gerçektir , o gerçek şu an benim ellerimde ve artık annesi bendim ! İlk gecemiz birbirimize alışarak geçti , ertesi gün veterinere bıracaktım nasılsa :) Evde asla kedi beslemeyi düşünmüyordum hala :) Nerden bilebilirdim bu minikten ayrılmanın bu kadar zor olacağını , nerden ? Veteriner , ona besin takviyesi olarak deri altı serum iğneyi yaparken işte , ilk gözyaşlarım süzülmüştü bile...ve 3 gün boyunca da süzülecekti...Sonra saatlerce uyudu , çünkü belki de ilk kez karnı doymuştu :( Hayat ne acımasızdı ! Zira damlalıkla verdiğim sütü ememiyor ve burnundan fışkırıyordu , çaresizce geceyi böyle birlikte geçiriyor , gündüz veterinere medetle gidiyorduk. Ha gayret ! Aslında geyretliydi de , veterineri güldürecek kadar !10 günü atlattın mı tamamdı , sonrası gelsin Mart zamparalıkları :) ama işte olmadı :( Sanki birbirimize birşeyler öğretmek için karşılaşmış , kısa bir yolculuk yapmış ve ayrılmıştık . Ama hala aynı bahçedeyiz ! Tanrı'nın önce verip sonra aldığı haneme + 1 daha eklenmişti , son sözüm eyvallahtı...

13 Nisan 2012 Cuma

13.04.2012

Saçlarının bir tutamından ben tutsaydım ,
Sense sarsan sarmalasaydın...
Diye beklerken , geçmiş oldun !
Bir öğretmen edasıyla bütün öğrencilerini öldüren , zaman...
Ama ben iyileştim , geçmiş olsun !

27 Mart 2012 Salı

27.03.2012

Birini tanırsın
Hiç bilmeseydim keşke dersin kokusunu , dokusunu
Yine de saklayamazsın
Gözlerin ele verir gönlünü
Baştan bilirsin kaybedeceğini
Sınıfta kalırsın
Kaç kere yapsanda aynı yanlışı
Anlamazsın
Ne , sıradandır adam
Ne  de , şahittir buna sıra sıra sevişmelerin vuku bulduğu zaman
Anlatamazsın
Aşk  parmaklarının ucunda , parmakların o birinin avucunda
Çaresiz teslim olursun

22 Mart 2012 Perşembe

22.03.2012

Adın ne senin ?
Sen nasıl seslenirsen , O'dur adım benim ,
Senin yoklamanda ben hep varım !

15 Mart 2012 Perşembe

15.03.2012 Anekdot 11

Ah İstanbul ;
şehr-i şahane , hani yanlış kişiye aşık olursun ya , işte aynen öyle...
Nasıl anlatsam , nerden başlasam ? Eğer ben yazıyorsam , bu satırlar bir vefa...
Mıh gibi saplanıp kaldığım...Zeynep Kamil 'de doğmayıp muhtemelen Karacaahmet'de defnedilmeyeceksem de ruhen  bir o kadar ait , bir o kadar da özgür , sen ne kadar serbest bırakıyorsan bırak ben o kadar sana sadık , umrunda olmayışım umrumda, bir insanla eksilmeyen sen ama senle var olan ben...
En yakınlarıma dahi anlatmadığım ama önünde çırılçıplak soyunduğum sırdaşım , günahlarımın sevaplarımın  şahidi  ve dahi suç ortağım...

Anlat İstanbul ;
beni anlamayanlara beni anlat , sabahlarını ne kadar sevdiğimi  yani hayat coşkumun içimde hep olduğunu ,
ezan sesinle huzur ve güven bulduğumu , akşam çöken hüznü ancak güzelliğinle bertaraf edebildiğimi , nereye gidersem gideyim hep döndüğümü  , koşulsuz kabullenişimi , teslimiyetimi...

Anla İstanbul ;
bazen sessiz çığlığımı , gözlerim uzakta olsa bile gönlümün yurt olarak seni bellediğini , '' ben evimi özledim ama evim neresi bilmiyorum ? '' dediğimde '' şehrin kapıları sana her daim açık '' dediğini...

İlahi İstanbul ;
benim için mi fethedildin , sen bana ne yaptın ?

9 Şubat 2012 Perşembe

09.02.2012

Boşa ah etme ey gönül
Şimdi ne gül kaldı ne bülbül
O zaman ağla saz , çal gitar
Ah gönül , kahır etme kendine
Zaten artık , gül de yok bülbül de
O zaman konuş keman , sus yar

4 Şubat 2012 Cumartesi

04.02.2012

Tek silahım kalemimse
Ya arsız gönül galip gelir
Kırarım kalemimi
Ya da insafsız eller
Saplarım gönül evime , kalbime
Yine kırarım kalemimi
Kime ne?
O yar hala benimse

04.02.2012

Yolum yolunken
Yolun yol değil diyen olmadı
Yoldan çıkmışken
Yola gel diyen de olmadı
Yolumu çizdim kendim
Yolundayım kendimin

22 Ocak 2012 Pazar

22.01.2012

Nefesim yetmiyorken
Külü tekrar alevlendirmeye
Gözümü diktim nefesimden güçlü gözyaşlarıma
Yalvarır bir halde
Şimdi kül hak getire
Ortalık leb-i derya